Tuesday, February 12, 2008

Evanescence Biyografi

Finansal zorluklar yüzünden gruba eleman alamayan ve bu yüzden de canlı konser performanslarına çıkamayan grup , beraber şarkı yazarak ilk albümleri “Origin” i demo albüm olarak 2000 yılında piyasaya çıkardı. Grup ilk çıkışını 2003 yılında “Daredevil” adlı filmin soundtrack’ine verdikleri “Bring Me To Life” ve “My Immortal” adlı parçalarla yaptı. Ardından ilk resmi albümleri “Fallen” piyasaya çıktı. Albümde yer alan “Bring Me To Life” Amerika listelerinde 5. sırayı alırken, Ingiltere listelerinde birinci sırada yer aldı. Aynı şekilde “My Immortal” Amerika’da 7. sıraya yükselirken, Ingiltere’de 9. sıraya kadar yükseldi. Aynı yıl grubun kurucularından olan Ben Moody gruptan ayrıldı ve yerine Cold grubunun gitaristi Terry Balsamo geldi.

Evanescence 2004 yılında “En İyi Hard Rock Performansı” ve “En İyi Yeni Artist” dallarında Grammy Ödülü kazandı. Aynı yıl “My Immortal” adlı parça “MTV Video Müzik Ödülleri’nde “En İyi Rock Video” ödülüne aday gösterildi. Grup “Anywhere But Home” adlı CD/DVD’yi piyasaya çıkardı. 2004 yılı sonunda “6 tane pilatin plak ödülünü kazanan “Fallen” Amerika’da 2.7 milyon satarak 8. en çok satan albüm statüsüne ulaştı.

3 Ekim 2006'da grubun sonraki albümü “The Open Door” çıktı. İlk haftasında 500.000'e yakın satan albüm, listelerde de şimdiye kadarki en iyi dereceyi yakaladı. İlk single "Call Me When You're Sober" 21 Temmuz'da çıkarken, ikinci single "Lithium" 27 Kasım'da yayınlandı.

2006'da bas gitarist Will Boyd, uzun süren turnelere çıkmak istemeyip ailesine zaman ayırmayı tercih ettiğini söyleyerek gruptan ayrıldı. Ağustos 2006'da yapılan bir röportajda Will'in yerine Tim McCord'un geçtiği haberini veren grup, 2007'de 2 eleman değişikliği daha yaşadı. Gruptan atıldığını ileri süren John LeCompt'un ardından davulcu Rocky Gray de grubu bırakmaya karar verdiğini açıkladı. Turne sırasında davulu Will Hunt ve gitarı Troy McLawhorn devraldı. Amy Lee, bu iki elemanın Family Values turnesinin sonuna kadar grupla birlikte çalacağını belirtmişti; fakat müzisyenler The Open Door turnesinde de grupla birlikte sahnede yer aldılar.

Evanescence

Evanescence Amerikalı nu metal grubu. Klavyeci, şarkıcı ve söz yazarı Amy Lee ve gitarist ve söz yazarı Ben Moody tarafından 1998 yılında Ankansas Amerika’da kuruldu. Daha sonra gruba 2002 yılında John LeCompt ve Rocky Gray katıldı. Grup rock grubu olarak katogorize edilsede, yaptıkları müzikte alternatif rock, gothic rock, nu-metal, piyano rock, arena rock ve wagnerian rock unsurları taşımaktadır.

METAL NEDİR?

Heavy Metal, agresif ritimler ve aşırı distorsiyonlu gitarlarla karakterize edilen Metal müzik türüdür.

Bu türün kökleri 1964 ve 1967 arasında blues ve rock türünü birleştirerek, daha çok gitar ve davul bazlı, bu türde müzik yapan grupların yarattığı Hard Rock'tır. Heavy Metal popülaritesini 80'lerde daha çok türün ortaya çıkmasıyla artırdı. Ticari amaçlı olmayan bu müzik türü, dünya üzerinde büyük bir dinleyici kitlesine sahiptir.

Heavy Metal'in en ünlü grupları, Judas Priest, Iron Maiden, Black Sabbath,Megadeth, Slayer ve Manowar'dır.Heavy Metal çoğu zaman aynı türde enstrümanlarla çalınır. Elektro-gitar'ın her zaman varolduğu bu müzik türünde, kara şarkı sözleri, agresif ritimler ve tempolar bulunur

Heavy Metal müzikte çoğunlukla kullanılan enstümanlar elektro-gitar , bas gitar ve davul'dur. Heavy Metal çalan grupların çoğunlukla bir solo(lead)gitaristi , bir ritim gitaristi, bir bas gitaristi ve bir bateristi ve bir vokali vardır. Heavy Metal'de klavye fazla kullanılmaz. Gitar bu türde çok büyük bir önem taşır. Distortion ve diğer efektler, sesi daha kalınlaştırmak içindir. Heavy Metal vokalleri şarkıda çok fazla değişik ses çıkarabilirler. Temiz vokallerden gurultulara, gurultulardan çığlıklara, çığlıklardan brutal vokallere kadar. Genellikle şarkıcının ne dediğini brutal vokallerde anlamak zordur.

Sololar ve riffler Heavy Metal'in büyük bir bölümünü

Heavy Metal, dinlenilebilir olmasıyla beraber görseldir. Albüm kapakları ve konserler bu müzik türünü anlamakta oldukça yararlı şeylerdir.

Heavy Metal'in teması pop ve ticari müziklere göre oldukça ciddi ve ağırdır. Heavy Metal 50'ler 60'lar ve 70'lerdeki savaş, nükleer atışmalar, çevreye ilişkin konular, politik ve dini propoganda üzerinde yoğunlaşır. Black Sabbath'ın "War Pigs" ve Metallica'nın "And Justice for All" parçaları buna bir örnektiroluşturur. Gitaristler sweep-picking ve tapping tekniklerini kullanarak soloyu hızlı ve agresifleştirirler

Black Sabbath

Black Sabbath`in elemanları bir işçi sehri olan Aston (Birmingham, İngiltere) da birbirlerinden bir mil uzaklıkta yetiştiler ama çocukluk arkadaslıkları pek de dotça değildi.Genç John Michael (Ozzy Osbourne) (3 Aralık 1948) mahallenin kabadayısı Frank Anthony (Tony Iommy) (19 Şubat 1948) tarafından eziyet görüyordu. Öte yandan Terrance Geeze Butler (17 Temmuz 1949) ise gizem ve fanteziye kurulu bir dünyada yaşayan fazlasıyla asi bir serseriydi. Üclüde müziğe birbirlerinden habersiz basladılar ve farklı gruplarda çaldılar, ama çaldıkları gruplar çabucak sönüyordu. Sonunda kendilerini davulcu William Bill Ward ( 5 Mayıs 1948 ) la birlikte aynı grupta buldular. 1967 de `Polka Turk`u oluşturdular. (Vokalde Osborne ,Iommi gitarda, bassta Butler, davulda Wards , ritmik gitarda Jimmy Philips ve saksofonda Acker.) Philips ve Acker sonradan atıldılar. Ve dörtlü kendisini Earth |Blues Company| olarak adlandırdı. Bu adı daha sonra kısaltarak `Earth` yaptılar. Blues ve rock müziği yapan grup bir çok yerel klüpte çalmaya basladılar ve hatta kendilerine küçük bir izleyici kesimi edindiler. 1969 `da Iommi Jethro Tull ile birlikte çalmak için gruptan ayrılmasına rağmen birkaç ay sonra yeni bir fikirle eski grubuna geri döndü. İnsanların korkmak için korku filmlerine para verdiren fenomenden etkilenen Iommi korkunç müzik yapmaya karar verdi. Tarihin değişimi başlıyordu. Butler'in gizeme olan ilgisi ile gazlanan grup esrarlı ve düşündürücü sözleri olan şarkılar müziği insana korku veren şarkılar bestelemeye başladılar. Wicked World ve efsanevi şarkılarından biri olan Black Sabbath 'ıda içeren Black Sabbath albümünü 1930'ların Boris Karloff filmlerinden esinlenerek yine aynı isimle Black Sabbath olarak çıkarttılar. Sanırım kaderin tuhaf bir oyunu grubun gelişmekte olan kariyerini nerdeyse durduracak bir olay tam tersine çevirdi, grubu kendilerine özgün bir yere kavuşturdu. 1970 de daha kendi isimlerini taşıyan albümlerini çıkarmadan kısa bir süre önce Iommi bir iş kazası sonucu sağ elinin parmak uçlarını yitirdi. Solak gitarist hassas parmaklarıyla gitarin perdesine basmayı çok acı verici bulduğundan geçiçi olarak plastik parmaklık takmaya basladı , ayrıca daha alcak bir ses tonu vermek ve daha kolay çalmak için gitarin akordunu değiştirdi. Sonuç şarkılarının sözlerini yakalayan kasvetli, blues esintili temalarla birleşen derin, çamurlu ve boğuk bir sesti. Çoğunluğu Butler tarafından bestelenen şarkılar kötülük, şeytan, büyücülük ve savaş temalarına dayanıyordu. Black Sabbath 1970 de piyasaya çıktı ve İngiliz listelerinde 13. sıraya girdi. Arkasından 1971 de bunu gercek bir Heavy Metal albümü olan Paranoid izledi. Bu albümde Osbourne`un feryat eden vokellerinin dehşetli karışımı Iommi'nin akıcı, sürükleyici gitar rifleri Butler'ın gümbürdeyen bası ve Ward'ın coşkulu davulu albümü büyük bir ticari başarıya ulaştırırken War Pigs, Paranoid ve 99'da Grammy de "Best Metal Perfermance" alan Iron Man gibi heavy metal klasiklerini çıkarttılar. Paranoid isimli şarkı aslında Iommy'nin albümün sonunda kalan boşluğu kapatmak için aklındakı bir melodiyi diğer elemanlara söylemesiyle ortaya çıkmıştı.Parçaları gönderdikleri plak şirketi Paranoid'i o kadar beğendiki gruba bile haber vermeden albümün ismini Paranoid olarak değiştirdi. Paranoid İngiltere listelerinde 1 numara olurken, Amerika listelerinde 8 numaraya kadar çıktı. Takribi 1 sene listelerde yer alan albümle grup hem Atlantik'in iki yakasında mükemmel ve ateşli bir hayran kitlesi kazandı hemde platin plak aldı. Grubun şeytani armonik sesleri ve yaşam tarzları başta bahsettiğimiz tutucu organizasyonlar ve de aile grupları tarafından nefretle izlenmeleri sonucunu doğurdu. Bugüne kadar tüm üyelerinin çoğunluğunun sadık katolikler olmasına rağmen şeytanın kilisesi (Church of Satan) Black Sabbath'ın müziğini kucakladı ve grup üyeleri kendi baglı oldukları kilise tarafından şeytana tapmakla suçlandı. Alkol ve uyuşturucuya dayalı çılgın yaşantıları haklarındakı söylentileri iyice arttırdı ve grup dünyadaki milyonlarca anne ve babanın korkulu rüyasi oldu. Daha sonra aynı yıl Sweet Leaf adli haşhaş taraftarı Into The Void ve Children Of The Grave destanlarından oluşan Master of Reality adlı albumu 1971'in Ağustosunda çıkardılar. Master Of Reality Amerikan listelerinde ilk ona girdi ve neredeyse bir sene bestseller olarak kalmayı basardı. `Volume 4` 1972'de yayınlandı. Los Angeles'taki Record Plant'ta kaydedilen albümdeki şarkı sözleri haşhaşin faziletlerini sürmekten kokainin yol açtığı deliliği anlatmaya dönüştü. Aslında bu grubun bir bakımada kendini anlatmasıydı. Bu albümde Supernaut ve Under The Sun gibi orjinal ötesi, güçlü sözlü şarkılara extra olarak melodik yönü ağır basan ve grubun müziksel simgelerinden biri haline gelen Laguna Sunrise ve Cornucopia enstrümentalleri yer alıyordu. Heavy Metal'in onaylı klasiklerinden birisi 1973'de yayınlanan Sabbath Bloody Sabbath, Killing Yourself To Live , Looking For Today ve en son [Metallica]] tarafından coverlanan Sabbra Cadabra gibi tamamen aşmış şarkıları ile Sabbath'ın artık bir firma olduğunun kanıtı olup grup tarihinin zirve noktalarından biridir. Ancak şunu da söyleyebiliriz, bu Sabbath'ın son orjinal albümü ve son klasiğidir. 1975'deki Sabotage yarı istekli bir çaba olmasına rağmen grubun düzenleyiciliği , söz yazarlığındaki ustalıklarını ve yapımcılığını bir kez daha tüm dünyaya gösterdi. Synthesizers dünyasına talihsiz bir elektronik seyahatti, Techical Ecstasy( 1976) ve grubunda çöküş dönemiydi. Bir yandan grup üyelerinin kişisel yasantıları kontrolden çıkarken diğer taraftan iç gerginlik 8. albümü yazarken dayanılmaz bir hale gelmisşti. 1977'de Ozzy gruptan ayrıldı ve yerine eski Savoy Brown şarkıcısı Dane Walker getirildi. Never Say Die (1978) şarkısından kısa bir sure önce Ozzy gruba geri döndü ve bir sene sonra grubu temelli terk ederek 80 ve 90'larda basarılı bir şekilde tek başına kariyerini sürdürdü. (Kim ne derse desin harika bir solo kariyeri vardır.) Black Sabbath'ın geleceği pekte pembe gözükmüyordu. Eski Rainbow'un solisti Ronni James Dio'yu alan grup 80'lere Heaven and Hell ile ümit verici başladı. Ama Dio'nun 1982'de ayrılmasıyla vokalist pozisyonu bir döner kapıya benzemeye başladı. (eski Deep Purple Ion Gillan, Glen Hugker ve Tony Martin) 1986'da Butler ve Ward dahi Black Sabbath terk etmişti. Sadece tek orjinal üye kalan lommi 1990'lara kadar albüm çıkarmaya devam etti. 1997'de Osborne, lommi ve Butler Ozzy nin Ozzfest Summer Fest turunda davulda Faith No More dan Mike Bordin'le tekrar sahnedeydiler. 4 Aralık 1997'de Ward Birmingham'daki NEC Konser Salonunda onlara katıldı. (1985'deki Live Aid de bir defalık şov ve 1992'deki kısa bir araya geliş sayılmazsa) bu 20 yıldan beri ilk kez orjinal Black Sabbath tarafından yapılan gercek bir şovdu. Bu şovda önemli noktalardan biriside Sabbath'in ilk günkü gibi heyecan ve istekle çalmasının yanısıra Iommy'nin gözlerindeki gurur parıltısıydi. Şov sonunda yıkılmamış bir komutan edasıyla Iommy, davulunun önünde eğilen Wards ve Ward'in elini öpen bir Ozzy dikkatlerden kaçmıcaktı. Şovdan seçilen ve canlı parçalardan oluşan album 1998'de piyasaya çıkarıldı (Reunion) ve bunu Dünya çapında hâlâ devam etmekte olan bir tur izledi. Grubun Reunion'da yer alan ve bonus olarak düşünülmüş Psycho Man artık ellili yaşlarını aşmış bu dinazorlarin son hitleri idi. Black Sabbath günümüzde hâlâ yaşanan geri kafalılığa bundan tam 30 yıl öncesinden seslenmiş bir gruptur. Şarki sözleri aşktan sevgiden bahsetmeyebilir, kabul belki çok agresiftirler ama onların çocuklukları, yaşamları, hayatın bu agresifliği içinde geçmiştir. Ozzy 8 kardesiyle aynı odada yaşayan, çocukluğunu aynı pantalonla tamamlamış okula gitmesi gereken yaşta Birmigham'in demir madenlerinde, şehir mezbahasında çalışmıştır. Onların hiç bir zaman konserlerinde civcivleri ezdikleri, inekleri patlattıkları görülmemiştir. Bu konuda kayda geçen tek olay Ozzy'nin bir turne dönüşü sabah öten bir horozu tekmelemesi ve bir konserde sahneye atılan bir yarasayı Ozzy'nin oyuncak zannedip ısırmasından ibarettir.

Büyük ihtimalle bundan sonra ne Iommy'nin insani çığrından çıkaran nağmelerini ne Ozzy'nin acılı haykırışını ne de Butler ile Ward'un patlayıcı ritm kesintilerini dinleyemeyeceğiz. Onlar Birmigham'ın işçi sınıfı ailelerinin Atlantik'in her iki yakasında isimleri bilinen gururları, Onlar müzik tarihinin kendinden sonrakilere en fazla ilham veren idolleri.

ROCK NEDİR?

Rock, 20. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış, genellikle elektro gitar, bas gitar ve bateri gibi enstrümanlarla beraber vokal melodi taşıyan popüler müzik formudur. Organ ve piyano gibi klavyeli enstrümanlara da rock'ta sıkça rastlanılabilir. Saksafon gibi üflemeli çalgılar rock'ın ilk hallerinde oldukça sık kullanılmış olsa da yeni rock türlerinde nadiren görülürler. Rock tanımı oldukça genel bir tanımdır ve de sınırları kesin bir şekilde belirlenmemiştir. Birçok türü vardır ama en tepede üç tür vardır. Bunlar hard rock, alternatif rock ve punk rocktır. Hard Rock; karanlık, sert ve geneli ölümü ya da kötü şeyleri anlatan tarzdır. Hard rockçılar siyahı benimsemişlerdir. Siyah onlar için vazgeçilmezdir. Kısaca siyah hard rock'ın rengidir diyebiliriz. Punk rock ise hard rock'ın tersine renkli, hızlı ve çılgın bir tarzdır. Punk rock eğlence işidir. Punk rockçı olan insanları saçlarını rengarenk boyamış veya rengarenk giyinmiş olarak görebiliriz. Hard rock'ın belirli müzik grupları: Van Halen, Deep Purple, Guns N' Roses. Punk rock'ın belirli müzik grupları: Sex Pistols, The Offspring, Green Day'dir.
Rock'ın oluşumunda rock and roll ve rockabilly gibi müzik türleri önemli rol oynamışlardır. İngiliz rock'ının 1960larda gelişmesiyle "rock müzik" tanımı yaygınlaşmıştır. "İngiliz Fethi" olarak adlandırılan bir akımla, bu müzik tarzı tekrar Amerika'da yayıldı ve hatırı sayılır bir etkiyle uluslararası bir fenomen haline geldi. Rock günümüzde birçok türü altında barındırarak oldukça yaygın olarak dinlenen bir müzik türü haline gelmiş WİKİPEDİ'de alınmıştıır.